Yenileniyoruz... Tüm verilere ulaşamayabilirsiniz.

ilk okuldayım …Küçük bi ilçesinde yaşıyorduk… babam İstanbul üniversitesi hukuk fakültesinde okumaya başladı… dönüşler bazen 2 ayı geçerdi.. kaç km ydi ki bu İstanbul niye gelmezdi ki Deli Hasan ( babamın namı Deli Hasan) 3. üniversitesini niye okusundu ki ? memurluk, sürgün bu kadar kötü birşey miydi ki? pazar günleri kahvaltıya Ruhi Su türküleriyle uyanmayı özlemez miydi?
Babamın bi kutusu vardı, içinde kasetler olan.. Ruhi Su, Kadri Karagöz, Grup Yorum, Grup Kızılırmak, Zülfü Livaneli…o türkülerle büyüttü bizi…3 çocuğuyla türküler söyleyen deli bi adam… çocuk yürekli…
Yine gecikti bi gün babamın gelişi… benim okul notları berbat… psikolojik kusmalar… fonda Zülfü Livaneli “böyledir bizim sevdamız… ” babamı özledim diye ağladım … hıçkıra hıçkıra annemin kucağında ağladım… ve baba geldi 🙂
ve o üniversite 7 yılda bitti …
ve o türkü öyle özdeşleşmiş ki babamla…
babam 5 yıl önce geri dönmemecesine gitti…
kırmızı lada samara bekliyorum hala… her yerde her zaman… çıkıp gelir diye bir ümit…
ve o türküyü ne zaman dinlesem ağlarım özledim diye…
gelir mi ki ?

Spread the word. Share this post!