Yenileniyoruz... Tüm verilere ulaşamayabilirsiniz.

‘’İnsanoğlunun bir parçasıyım ben; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor.”
John Donne

Charlie Hebdo’ya yapılan saldırının hem dehşet hem de nefret uyandırmaması mümkün değil. Bunun nedenlerinden birisi katliamın Paris gibi bir özgürlük başkentinde yapılması ve popüler kültürün çok tanınan isimlerini hedef almış olması.
İkincisi; bu katliamın, zaten pamuk ipliğine bağlı hale gelen Batı ve İslam dengelerini, belki de tamiri çok zor olacak biçimde sarsması.
Neresinden bakarsak bakalım; tarihi dönemeçlerden birini oluşturan simgesel bir olay bu.
Büyük Savaş’ın, Arşidük Ferdinand öldürüldüğü için çıkmadığını, zaten koşulları olgunlamış olan savaşı bu suikastın simgeleştirdiğini düşünürsek Charlie Hebdo’unu anlamı biraz daha ortaya çıkar sanırım. Bu anlamı açmak için bazı alıntıları bir araya getirmek istiyorum.

1. ALINTI: ERIC HOBSBAWM’IN ÖNGÖRÜSÜ

Tarihteki kanlı savaşların öncesine baktığınız zaman, ne yazık ki bugünküne benzer durumlar görüyorsunuz.
Büyük tarihçi Eric Hobsbawm 2011 yılında; “Ben kâhin değilim, tarih veremem ama yeni bir dünya savaşı için her türlü ön koşul oluşmuş durumda” diye yazmıştı.
Bu haftaki Der Spiegel dergisi ise Gorbaçov’un şu sözlerine yer veriyor:
“Avrupa ülkeleri ve Rusya arasında Ukrayna krizi nedeniyle süren gerginlik büyük bir çatışmaya ve hatta nükleer savaşa doğru gidebilir. Bu gergin durumda biri kendini kaybederse yakın geleceği göremeyebiliriz. Ben öylesine konuşmuyorum, bu durumdan fazlası ile rahatsızlık duyuyorum”
Unutmayalım bu uyarıyı yapan; eski bir KGB’ci ve Sovyetler Birliği’ni yıllarca yönetmiş birisi. Kimbilir hangi bilgilere dayanarak böyle konuşuyor.

2. ALINTI: ALVİN TOFFLER’İN KEHANETİ

21 Ekim 1986 tarihinde, Gorbaçov’la toplantıdan çıkarken Kremlin’in büyük asansöründe konuşulanları hiç unutmadım. Mihail Gorbaçov’un, iki buçuk saatlik toplantı sırasında söyledikleri herkesi büyük bir şaşkınlığa sürüklemişti. Kim olduğunu hatırlamadığım birisi ‘’Bu toplantı bize neyi göstermiş oldu?’’ diye sordu.
Peter Ustinov ‘’İki kutuplu dünyanın sona erişini ‘’ dedi.
Arthur Miller ‘’Karl Marx ve Adam Smith’in, yüzyıllar öncesinden bugünün sorunlarını çözmüş olamayacaklarını’’ dedi
Alvin Toffler ise, birçok olayda tanık olduğum gibi, ‘’gelecekbilimci’’ kimliğiyle çok doğru saptamalarda bulunarak: ‘’Anlam şudur:’’ dedi. ‘’Artık dünya din ve mikro milliyetçilik savaşlarına gömülecek. İki kutuplu dünyadan çok daha büyük bir tehlike bu’’
En doğru söz buydu işte ve ne yazık ki dediği gibi oldu.

3. ALINTI: HENRY KİSSİNGER’İN SÖZLERİ

Bambaşka bir mekanda Ahmet Ertegün’ün bir akşam yemeği davetinde Kissinger’in (o malum Kissinger’in) şunları söylediğine tanık olduk:
‘’ Soğuk Savaş döneminde ciddi bir nükleer tehdit yoktu. Çünkü bizler gayet iyi biliyorduk ki Moskova’da aklı başında, sorumluluk sahibi insanlar ve bir devlet mekanizması var. Oysa şimdi hangi fanatiğin ne yapacağı belli değil. Daha tehlikeli bir durum.’’
Bugünlerde, dünyada birçok ‘’tehlikeli durum’’ yaratmış olan Kissinger’in bu sözlerini kayda geçirmeyi uygun buluyorum.

RUSYA’DA ANKET

Batı’nın ambargoları ile çok zor günler yaşayan Rusya’daki yeni bir anket, halkın yüzde 60.5’inin Sovyetler Birliği’nin yeniden kurulmasını istediğini ortaya çıkarmış.
Yukarıdakilere ek olara bunu da ilginç bir not olarak kaydediyorum. Soğuk Savaş dönemi özleniyor mu acaba? Düşünmekte yarar var.

xxx

Alt alta sıraladığım alıntıları birer nokta olarak kabul edelim ve bir çizgiyle bunları birleştirelim. İşte bu çizgi belalı bir yıl haritasını işaret ediyor olabilir.

BOKO HARAM

Son olarak şu gözleme yer vermek istiyorum: Dünya;
Insanlığı bir bütün olarak kabul etmeyerek, onları derecelendirerek büyük bir hata yapıyor. Bakın Charlie Hebdo’da 12 gazeteci-sanatçı dostumuz, kardeşimiz iğrenç bir saldırıyla katledilirken, Nijerya’da Boko Haram kadın çoluk çocuk demeden 2000 masumu barbarca öldürdü. Ancak ikinci olay, dünya gündeminde birincinin ellide biri kadar yer almadı. Kuş gribinde imha edilen tavuklar bile daha çok haber olmuştu.
Eğer insanlığı, birinci sınıf insanlar, üçüncü beşinci sınıf; yani bir çeşit ‘’öldürülmeleri pek de anormal olmayan’’ insanlar diye ayırmaya devam edersek; korkarım ki içimizi sızlatan kayıplar artmaya devam edecek.
Eşiğine geldiğimiz büyük tehlikeyi önlemek için yeni bir ‘’insan kardeşiği bilinci’’ nde buluşmak şart. En azından ayrı medeniyetlere mensup aydınların yapması gerekiyor bunu.

Zülfü Livaneli,
10.01.2015

Spread the word. Share this post!