Yenileniyoruz... Tüm verilere ulaşamayabilirsiniz.

İstanbul Şehri

“İstanbul halkı devletlerine, ni metlerine mağrur oldular. Hak yolundan ayrıldılar, nefis hava sına düştüler. Biri birini aldatır, biri öbürünün elindekini almaya çalışır. Na musa iftira atarlar, leke sürerler.”Bu satırlar ne zaman yazılmış biliyor mu sunuz? Yaklaşık 350 yıl önce.Müverrih (tarihçi) Mehmed Halife, yü reği sızlayarak İstanbul’un hoyrat, değerbil mez çürümesini anlatıyor.Ve şöyle devam ediyor: “Bütün esnaf hilekâr. Ulema ilimin faziletini unutmuş, avam ise zina ve li vataya (bugünkü travestilerin de yaptığı ters cinsel ilişki türü) düşmüş. İstanbul’un üze rinde bir belayı asumanı dolaşıyor; böy le devam edemez; ya bir merhametsiz kılıç sahibi kesecek, ya bir salgın gelip kıracak, ya bir ateş düşüp yakacak; var lık içinde aklını ve ahlâkını kaybeden insanları kül üstünde çırılçıplak bırakıp yaptıklarına pişman kılacak.”Mehmed Halife’nin çürümeden yakındığı dönemi hatırlayalım: 17. yüzyıl!Kan dökücü, zalim padişahın ölümüyle boşalan tahta delirmiş olan kardeşi çıkıyor; onun öldürülmesiyle de taht 7 yaşındaki oğlu na, çocuk padişaha kalıyor.imparatorluk gerileme sürecine girmiş bile.Halk perişan.Ama İstanbul, Mehmed Halife’yi “Böyle devam edemez!” diye isyan ettiren bir suç, zevk ve cinnet merkezi.Binlerce köçeğe sahip kumpanyalar kurul muş; İstanbul’u eğlendiriyorlar.Kız gibi oynayan, gerdan kıran, kalça titre ten, kâküllü oğlanlara köçek deniyor.

***

Mustafa Kemal hareketi, çok uzun süren bu çürümeyi durduracak ve Anadolu’nun ka derini değiştirecek bir uygarlık projesiydi.Ve bu proje İstanbul’u reddediyordu.Ankara’nın, bozkırda yeni dikilen bir fidan gibi taze başlangıcı ve Atatürk’ün kurtuluştan sonra İstanbul’a uzun süre gitmemesi de bu reddedişin göstergeleriydi.Çünkü eski İstanbul bir simgeydi.Cumhuriyet kuşaklan, 3,5 asır önce bile çürümüş olan İstanbul’u, devrimin etkisiyle sinmiş ve nispeten temiz bir şehir olarak hatır larlar.Göz kulak kesilmiş Ankara’daki yeni yö netimi izleyen geçkin, tecrübeli ve fırsat kolla yan bir kadındır sanki o.

***

1950 karşı devriminden sonra, Osman lı’nın İstanbul’da ve Anadolu’da sinmiş olan hayaletleri, teker teker geri gelmeye başlarlar.Eski konağın kurtlan, yeni yapıyı da kemir mektedir artık.Ve sonunda Türkiye’yi etkisi altına alan İs tanbul; 3,5 yıl önce Mehmed Halife’nin yüre ğini burkan hayatına kavuşur: Travestileriyle, döner bıçaklı kabadayılanyla, göğse jilet atan delikanlılanyla, kapkaççılanyla, Boğaz kıyısın daki hasbahçe eğlenceleriyle, gökyüzünü del meye çalışan havai fişekleriyle, lağım kokan Boğaziçi köyleriyle, tarikatların egemenliğin deki ortaçağ mahalleleriyle, çöplükten ekmek toplayan insanlarıyla bir büyük canavara dö nüşür yine.Konstantinopolis, Asitane, Dersa-adet, İstanbul güzeldir, alımlıdır, şuhtur ama kirli ve tehlikelidir de aynı zamanda.Tarih tekrarlanmaktadır.Mehmed Halife’nin yazdıklarını 3,5 yüzyıl sonra The New York Times da yazmaktadır.

Zülfü Livaneli 31.10.2002 / Vatan Gazetesi

Spread the word. Share this post!