Yenileniyoruz... Tüm verilere ulaşamayabilirsiniz.

1973

Sabah olur şarkı ile uyanır
Akşam olur Türkü ile dayanır
– Bir Anadolu ninnisi –

Anadolu’da müziğin ve şiirin yüzyıllardır süregelen derin, köklü bir etkisi ve geleneği vardır. Onüçüncü Yüzyıl’dan bu yana bütün gezici halk ozanlarının türküleri, halk tarafından kuşaktan kuşağa aktarılarak ve ayıklanmaya tabi tutularak yaşatılmış, günümüze ulaşmıştır.

Zengin bir çeşitlilik gösterir Anadolu Müziği… Çünkü çeşitli etnik grupların kültürlerinin karmaşasıyla oluşmuştur. Bunun yanısıra, Anadolu’yu altı yüzyıl egemenlik altında tutan Osmanlılar, hükümranlık sürdürdükleri öteki ülkelerden de kültür taşımışlardır. Anadolu müziğinin temelinde şu karmaşık etkiler yatar: Orta Asya (kopuz ve şaman davul zurnası), Bizans, İslam- Arab, Balkan, İyonya etkileri, Girit uygarlığı, Gürcü, Kafkas, İran, Kürt, Ermeni vb. Ancak Osmanlı İmparatorluğu’nun saray müziği ve edebiyatı tamamen Arab- İslam ve Fars etkilerine teslim olurken, Anadolu halkı bütün bu etkileri kendi potasında eritmiş, müziğini ve dilini sürekli yeniden yaratarak geliştirmiştir.

Anadolu türküleri, özünde, Osmanlı’nın zulmüne karşı sürekli başkaldırışın ifadesidir, ajitasyon ve propaganda aracıdır. Osmanlı İmparatorluğu’nun istilaci siyaseti ve baskı yönetimi, sanıldığının aksine, en çok Anadolu tarihi, sürekli olarak Türk dilini, kültürünü, müziğini aşağılamıştır. Anadolu tarihi, Osmanlı’nın giriştiği can kırımlarıyla örülüdür:

Şalvarı şaltağ Osmanlı
Egeri kaltağ Osmanlı
Ekende yoğ, biçinde yoğ
Yiyende ortağ Osmanlı

Anadolu direniş türkülerinde slogan haykıran bir eda yoktur. Başkaldırma ve yiğitlik ile hüzün sürekli geçerlidir. Devrimci öz, hayatın, üretimin, doğanın içine yedirilerek, çok geniş bir perspektifle verilmiştir. Sevdadan söz eden türkülerin bile çoğu özünde devrimcidir. Fakat ulaşılması kolay olmayan, bizzat hayatın kendisi kadar karmaşık ve derin, ince bir yapıdadır devrimci öz. Türkü ‘Ağaç kuşa, kuş ağaca kayıtlı’ derken doğanın diyalektiğini dile getirir.

Anadolu devrimci türkü geleneği içinde dini motifli tarikat türküleri önemli bir yer tutar. Bu bir çelişki değildir. Osmanlı tarihinde direniş mücadeleleri çoğu kez tarikatlar aracılığıyla verilebilmiştir. O dönemin kitleler için geçerli olan değer yargılarından gelen simgeler, amansız bir sınıf kavgasının bayrağı olmuştur.
Cumhuriyetten sonra kapitalistleşme sürecine giren Türkiye’de sınıf kavgası, proleterya – burjuva çelişkisi temeline oturmuş, işçi sınıfının örgütlenmesini engellemek için egemen sınıflar en vahşi yöntemlere başvurmaktan geri kalmamışlardır. Enver Gökçe’nin plakta yer alan şiiri, 1940’ların Türkiye’sini anlatırken, tüm Anadolu halkını direnişe çağırmaktadır.
1970’lerde emperyalizm ve yerli işbirlikçilerinin kurdurduğu askeri dikta döneminde, işçi sınıfı hareketine ve demokratik güçlere karşı yeni bir terör kampanyasına girişilmiş, devrimciler katledilmiş, zindanlara atılmış, işkenceden geçirilmiştir.

Devrimci türkü geleneğini en etkin biçimde sürdüren saz şairlerinden Zülfü Livaneli, plakta yer alan türkülerinde, 1970’lerin baskı dönemindeki yenilgi acısı ile savaşçı onurunu, devrimci yiğitlikle halkın kararlı, uzun mücadele gereğini kaynaştıran bir anlatıma ulaşıyor. Bu dönemde kendisi de baskı ve zulme uğrayan ve en vurucu türkülerini hapishanede yazan Zülfü Livaneli’nin müziğinin bir başka önemli yanı da, Anadolu’nun en eski ve en yaygın çalgısı olan saz’ı, bugün büyük ölçüde ortadan kaybolan geleneksel bağlama düzeninde çalmasıdır.

Elinizdeki plak, Anadolu’da yüzyıllardır süregelen sağlam devrimci damarı, mücadele çizgisini bugünkü uzantılarıyla vermektedir.

Belçika Coodiff

A
1. Dede Sultan (3:01)

17.yy’da liderliğini Şeyh Bedrettin’in yaptığı halk ayaklanmasını anlatan bir türkü. Ütopik sosyalist prensiplere dayanan bu ayaklanma Osmanlı yöneticileri tarafından bastırıldı; on binlerce insan öldürüldü. Söz- Müzik: Geleneksel

2. Ulaş (2:46)

Güvenlik güçleri tarafından 1972’de öldürülen genç devrimci Ulaş Bardakçı için bir ağıt. Ulaş’ın elinde mavzer Mavzer’i türküye benzer Söz: GelenekselMüzik: Zülfü Livaneli

3. Yavaşça (3:04)

19.yy’da yaşamış halk şarkıcısı Mesleki’ye ait bir direniş türküsü. Şu dünyaya güvenilmez Ölmeyince kan kesilmez Mesleki’m artar eksilmez Zulüm yavaşça yavaşça Söz- Müzik: Geleneksel- Mesleki

4. Şarkışla (4:09)

Bir Orta Anadolu kasabası olan Şarkışlalı kadınların, 6 Mayıs 1972’de ordu tarafından infaz edilen üç genç devrimci Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan için söyledikleri ağıt. Okur yazar olaydım Deniz mahkemeye düşmüş Avukatı ben olaydım Anonim

5. Alay Alay Gelen (2:19)

Bu türküde Pir Sultan Abdal Anadolu halkını ayaklanmaya çağırır. Alay alay gelen gaziler ile Şehitlerin öcü alınmalıdır

6. Unutma Bizi (1:33)

Devrimcilerden halka bir mesaj. Hayın tuzaklarda Kan uykularda Vurulduk ey halkım, Unutma bizi! — Faşist namluların Her kurşununda Dirildik ey halkım, Unutma bizi!Söz- Müzik: Zülfü Livaneli

B
1. Nurhak (3:38)

Mayıs 1971’de öldürülen üç genç devrimci, Sinan Cemgil, Alparslan Özdogan and Kadir Manga için yazılmış bir ağıt. Öldü Sinan doğdu Sinan Omuzladı silahını Müzik: Zülfü Livaneli

2. Bize de Banaz’da (3:14)

Öldürülmesinden hemen önce Pir Sultan Abdal’ın söylediği türküleren biri. 16.yy’da yaşamış bir halk ozanı olan Pir Sultan Abdal aynı zamanda büyük bir ayaklanmanın lideriydi. Benden selam söylen ev külfetine Çıkıp ele karşı ağlamasınlar Söz-Müzik: GelenekselPir Sultan Abdal

3. Yana Yana (2:35)

Halkımı sevdiğim için asıldım Dost senin derdinden ben yana yana Söz- Müzik: GelenekselPir Sultan AbdalDerleyen: Muzaffer Sarısözen

4. Ayvaz Ağıdı (4:01)

Yol olmuştur en yiğidin yanması Sana bu ataştan çokça pay düştü Söz: Gülten AkınMüzik: Zülfü Livaneli

5. Gel Günlerim (3:53)

Zülfü Livaneli’nin bestelediği bu şiir Enver Gökçe’ye aittir. Düşmanlar selâm ister Gözden, gezden, arpacıktan!

6. Selam Olsun (0:16)